Açık Kaynak Partisi: İnternetçiler Nasıl Parti Kurar?

İnternetin demokrasi ve gelir eşitsizliğine bir çözüm olup olmadığı WWW keşfedildiğinden bu yana tartışılıyor. Fakat son 30 yılda ulus devletlerin üzerinde bir güç sahibi olan internetçiler, siyasete ya uzak durdu* ya da dolaylı olarak temas etti.

İsveç’te telif ve patent haklarını toplum lehine savunmak için 2006 yılında kurulan Piratpartiet, 2009’da %7 oy alacak kadar yükselse de artık eski günlerini mumla arıyor.

Sözü uzatmadan sadede geleyim. Türkiye’de açık kaynak konusuna 2000li yılların başında Türkçe bir Linux dağıtımıyla renk katan ve sonrasında Grou.ps ile girişimcilik yoluna giren Emre Sokullu**, bir süredir kafa yorduğu “Açık Kaynak Siyasi Parti” projesini ortaya çıkardı. İlk yazısını Medium’da ve Github üzerinde açtığı Açık Parti projesiyle sessiz sedasız paylaştı.

Emre, henüz bir parti kurmuş değil ama tabiri caizse bu işin olurunu araştırıyor ve nabız yokluyor. Dayanak noktası; yeni ittifaklı siyasi konjonktürün küçük bir siyasi partinin bile etkili olabilmeye imkân tanıması. (Tabii bu onun fikri.)

Aralık ayına kadar 41 şehirde teşkilatlanıp başvuruda bulunulursa oy pusulasına girilebileceğini de araştırmış. (Erken seçim olmazsa.)

Şimdilik sadece ile Github üzerinde bir ‘parti projesi’ var. Github’ın doğası gereği herkes düzenleme önerilerinde bulunabilir (Pull Request) veya projeden bir çatal alıp (fork) kendi projesini başlatabilir.

Gelelim başlıktaki soruya.

İnternetçiler Nasıl Parti Kurar?

Bu işin olmazlarını bir kenara bırakarak, yapıcı fikirlerimi birkaç başlıkta paylaşıp sizin yorumlarınızı bekleyeceğim.

1) Emre bunu ‘Açık Kaynak Partisi’ gibi konumluyor ve Github deyince yazılımcılar akla geliyor ama bu projeyi yazılımcılara mal etmek haksızlık olur. Kendilerine ne kadar hayırlı oldukları tartışılan bir grubun bu işi çok sahiplenmesini istemem. O yüzden şahsen partiyi ‘internetçiler’ tabanında almanın doğru olacağını düşünüyorum. Piratpartiet veya Türkiye şubesi ‘Korsan Parti‘ gibi olumsuz bir çağrışımı da yok. Daha geniş ama internette saçma videolarla ömür tüketenlerin internetçi olmadığını da söyleyip geçeyim. İnternetçi deyince Taylan Yıldız‘a (viki) bağlantı vermesek haksızlık olur.

2) Siyaset/politika ayrı bir uzmanlık alanı. Sadece tarih bilmek yetmiyor, internetçiler ise gördüğüm kadarıyla bu alana uzak kişiler. Bir şekilde ‘profesyonel’ desteğe ihtiyaç olduğu kesin. Ama böyle bir partinin 4 koldan her alana saldırmasını da beklemiyorum. Dolayısıyla kendine odak noktası olarak internet ve yazılım alanını seçmesini doğru buluyorum. Örnek: İklim ve çevre adaletine odaklanan Yeşiller Partisi.

3) Şeffaflık konusunda internetçiler için bence olmazsa olmaz bir mesele. Daima samimiyeti ve şeffaflığı savunan, bu sebeple Açık Veri ve Teknoloji Derneği‘nin yönetim kurulunda yer alan birisi olarak konunun önemini ve zorlayıcı taraflarını biliyorum. Her şeye rağmen Tim Berners Lee reyiz ve Linus Torvalds gibi ustaların bize sunduğu bu imkânı eşitlik ve adalet yönünde kullanmak adına, böyle bir partinin en şeffaf parti olması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla AVTED vb. derneklerle temas kurulabilir. Bkz: Açık Kürsü.

4) Madem ki bu halk için kurulacak bir siyasi parti, seçilmeden önce de halk için internet ve yazılım tabanlı projeleri planlanıp geliştirilmeye başlanabilir. Şahsen vaat dinlemekten kafam şişti.

5) Girişimlerin 5 yıldan fazla ayakta kalma oranını %1 olarak kabul edersek ve partinin kâr eden bir kurum olmadığını kabul edersek AÇKP’nin ekonomik istikrarı en büyük soru işareti sayılabilir. Bunun nasıl sağlanacağı ve sürdürülebilir kılınacağı konusu muallak. Emre veya bu işe katılacak kişiler öncelikle bu konuyu açıklığa kavuşturmalı, aksi takdirde zaten hareket noktası olmayan “ideolojik gönüllülük” ile bu işin yürümesi pek mümkün gözükmüyor.

Bu ilk yorumlarla sözü size bırakıyorum. Belki bu fikir ateşi de hiç havalanmadan sönüp gidecek ama geleceğe atılan bir tohum olabilir.

Kimi internetçiler yurt dışına giderken Taylan Yıldız Google’ı bırakıp Türkiye’de siyasete girdiyse, Türkiye’de yaşayan internetçiler de pekâla yeni maceralara açılabilir.

* Zuckerberg’in ABD Başkanlığı hayalini belki yeniden yeşerir veya Elon bir çılgınlık yapar ama henüz böyle bir durum yok.

**Emre’nin hikâyesini mümkün olduğunca Geleceği Görenler‘de anlatmıştım, şimdi kendi girişimcilik hikâyesini kitaplaştırmak için çalışıyor.

*** Ek okuma: Silikon Vadisi’nin yeni girişimci-politikacı rol modeli: Sam Altman

Total
0
Shares

Bir Yorum Yazın

Previous Article

Günün Girişimleri 6: Draxlr, Essay, Tweet Hunter, Emelia

Next Article

Günün Girişimleri 7: Dukaan, Firefox Relay, Skipp, Legizi

Related Posts