Retorio: İşe Alım ve Satış Başarısını Artıran Yüz Tanıma Teknolojisi

Retorio Nedir?

Münih/Almanya merkezli Retorio, yüz/duygu tanıma teknolojileri geliştiren bir girişim. Makine öğrenmesi, görüntü işleme ve yapay zekâ teknolojilerine odaklanıyor ve yüz ifadelerini okuyarak insanüstü bir kişisel analiz ortaya koyuyor.

2018 yılında kurulan Retorio’nun iki temel hedefi var. Bunlardan biri insan kaynakları alanında işe alım kararlarındaki başarıyı arttırmak ve daha hızlı işe alım yapılmasını sağlamak. Türkiye pazarına HRPeak üzerinden açılması bekleniyor ki bu da Türkiye’de işe alım süreçlerinizde yüz ifadenizin bilgisayarlar tarafından yorumlanabileceği anlamına geliyor. (Şirketler böyle bir analiz yapıldığını adaylara açıklayacak mı merak ediyorum.)

Diğer hedef ise satış alanındaki çalışanların performansını ve ikna etme başarısını arttırmak. Zira bir satış konuşmasını analiz eden Retorio, yüz ifadelerinizin satışı nasıl etkileyebileceğini söyleyebiliyor. Örneğin somurtkan yüz ifadesiyle satış yapamayacağını rahatlıkla söyleyebiliyor.

Kurucu Ortaklar:

Retorio’nun bizim için önemli taraflarından biri kurucuları arasında bir Türk’ün de olması; Christoph Hohenberger, Patrick Oehler ve Abdurrahman Namlı, kendisi İTÜ mezunu bir matematik mühendisi.

Yatırım Bilgisi:

Retorio, geçtiğimiz hafta 1,5 milyon dolarlık yatırıma imza attı ve büyüme konusunda daha hızlı adımlar atacağının sinyallerini de vermiş oldu. Şirketin işe alım aşamasında kendi teknolojisini kullanacağına şüphe yok ama kurucular yatırım görüşmelerine hazırlanırken kendi teknolojilerinden faydalandı mı merak ediyorum.

Bu Girişim Tutar mı?

Retorio, ‘AI Communication Coach‘ olarak da tanımlanıyor ki bu tabiri aradığımda Orai adında bir rakibi olduğunu da öğrendim. Retorio’dan farklı olarak Orai’nin mobil uygulamalarını indirerek sunum yeteneklerini geliştirmek mümkün. Yüz tanıma teknolojilerinin başarılı kestirimler yaptıkları ortada ama insanların da giderek makinelere göre tavır tanınacak olması aklıma geliyor. Bu tür girişimlerin günlük işlerimizi ve duygusal zekâmızı nasıl etkileyeceğini gerçekten merak ediyorum.

Mesela şirkette daha az gülen kişilerin ekip performansını düşürdüğünü raporlayan kameralar olsa kabul eder miyiz? Ya da patronumuz o gün üzgün isek gelip bizim derdimizle ilgilenir mi? Peki eş seçiminde bu yüz tanıma teknolojilerinden faydalanabilir miyiz?

İşin diğer ucunda da elbette kişisel gizlilik de var. Hong Kong’daki protestocular gibi kameralara saldıracağımız günleri görmeyiz umarım. Yavaş yavaş Black Mirror geleceğine doğru yol alıyoruz ama hayırlısı bakalım…

.

.

Popüler

İlgili İçerikler