SEO Assistant: İçerik Bulutu’ndan SEO Analiz Aracı
Türkiye’de içerik pazarlaması alanında çalışan en önemli girişimlerden İçerik Bulutu, sadece müşterilerine değil tüm kullanıcılara açık bir SEO eklentisi yayınladı: İçerik Bulutu SEO Asistanı.
Şimdilik sadece Chrome eklentisi olarak hizmete sunulan asistan, Google’da arama yaptığınız anahtar kelimede ilk 5 sırada yer alan içerikler detaylı bilgiler sunuyor ve yeni içerik fikirleri üretmenize yardımcı oluyor.
Google’da arama yaptıktan sonra İçerik Bulutu SEO Asistanı eklentisine tıkladığınızda aşağıdaki gibi bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz.
İçerik Bulutu SEO Asistanı Neler Söylüyor?
Yaptığınız aramaya göre bu eklentinin karşınıza getirdiği bilgiler şöyle;
Ortalama Kelime Sayısı: Arama yaptığınız anahtar kelimede ilk 5’te yer alan içeriklerin tek tek sahip oldukları kelime sayıları ve bu 5 içeriğin ortalama kelime sayısı.
Featured Snippet: Featured Snippet’ta yer alan içerik varsa o içeriğin ilk 300 kelimesinde 2 kelimeden oluşan ve en çok kullanılan kelime öbekleri. Ayrıca ilgili içerikte en çok kullanılan anahtar kelimelerin Featured Snippet’ta geçip geçmediğini de gösteriyor.
Görsel Sayısı: İlk 5’te yer alan içeriklereki görsel sayısı.
En Çok Kullanılan Anahtar Kelimeler: İlk 5’te yer alan içeriklerde 2 ve 3 kelimeden oluşan ve en çok kullanılan anahtar kelime öbekleri.
Text / Code Oranı: İlk 5’te yer alan sayfaların metin / kod oranı.
İlgili Aramalar: Kullanıcıların o konuyla ilgili arattığını diğer anahtar kelimeler, konular.
Ücretlendirme?
Eklenti sayfasında yer alan bilgiye göre 100 sorgu için 20₺ gibi bir ücretlendirmesi var ancak Mayıs ayı boyunca ücretsiz kullanmak mümkün. Bu sürenin eklentinin faydalı olduğunu anlamak için de yeterli olduğunu düşünüyorum. Zira eklentinin çok fazla özelliği olduğunu söyleyemeyiz.
Eğer içerik üretimiyle ilgileniyorsanız İçerik Bulutu SEO Asistanı‘nı denemenizi tavsiye ederim. Yorumlarınızı da paylaşmanızı bekliyorum.
Dipnot: Eklenti Chrome’da sorunsuz çalışıyor. Opera’da Chrome eklentilerini dolayları olarak kullandığımda ise uzun bir bekleme süresiyle karşılaştım.
28 Nisan Salı günü saat dijital pazarlama eğitimleriyle kariyerimize nasıl yön verebileceğimizi konuşmuş ve çeşitli sorulara yanıt aramıştık.
Dilerseniz hemen videoyu izleyebilir veya aşağıda paylaştığım özete geçebilirsiniz ama ben her ikisini de yapmanızı tavsiye ederim. Zira konuşmamızın tamamını buraya aktarmak elbette mümkün olmadı. 🙂
Eren Koçyiğit Kimdir?
Eren Koçyiğit İngiltere ve Türkiye’de farklı üniversitelerde (Middlesex, Birmingham, Bilgi ve Istanbul Teknik Üniversiteleri) ve hızlandırma merkezlerinde (İTÜ Çekirdek, Innogate, London&Partners, StartupBootcamp) dijital pazarlama alanında dersler veren bir isim. Lisans eğitiminde iktisat, yüksek lisansta finans, doktorada ise pazarlama üzerine eğitim aldığı için de farklı disiplinlere dokunuyor ve işin akademik boyutuna hakim.
Eren aynı zamanda 2015 yılında kurmuş olduğu NBT Digital ile büyüme digital pazarlama ürünleri geliştiriyor ve şirketlere bu alanda çeşitli hizmetler sunuyor.
—
FD: Dijital pazarlama eğitimleri nasıl sınıflandırmalıyız?
EK: Edindiğim tecrübeler ışığında dijital pazarlama eğitimini 3 sınıfa ayırıyorum;
– Ücretsiz Pazarlama Eğitimleri: Google, Hubspot, Semrush gibi şirketlerin sunduğu ücretsiz eğitimler. Bu eğitimler şirketlerin kendi akademileri üzerinden sunduğu eğitim programları. Bu eğitimlerin avantajı ücretsiz ve uygulamaya dönük eğitimler olması. Dezavantajı ise pazarlama stratejisinin bir parçası olması. Yani şirketler pazarlama ürünlerini eğitim yoluyla satmayı/kullandırmayı hedeflediği için söz konusu eğitimleri de ücretsiz bir şekilde sunuyor.
– Sınıf İçi veya Pazar yeri / Platform Tabanlı Pazarlama Eğitimleri: Bu kategoriye sınıf içi eğitimlerle Coursera, Udemy gibi platformlarda yer alan pazarlama eğitimleri alabiliriz. Bu eğitimlerde dikkat edilmesi gereken nokta eğitimlerin dar kapsamlı olup olmadığı. Dijital pazarlama eğitimi bütünsellik gerektiren bir alan ve bu kategorideki eğitimler yeterince kapsayıcı olamayabiliyor.
– Sertifikasyon Eğitimleri: Üniversitelerde veya üniversite dışındaki sertifikasyon eğitimlerini bu kategoriye koyabiliriz. Bu eğitimler daha bütünsel ve işin arkasındaki sertifika/doğrulama mekanizmasına göre değer kazanan eğitimler. Akademi doğası gereği bu alanda biraz yavaş kalıyor.
FD: Kendimize uygun pazarlama eğitimini nasıl bulabiliriz?
EK: Temel seçim kriteri doğru ihtiyaçları karşılamak olmalı. Eğer PPC tarafında ilerlemek istiyorsa Google Adwords üzerinde çalışmalı ve hatta sertifikasını almalı. Mesela Photoshop gibi daha pratiğe dönük konularda Udemy gibi kanallardan eğitim almak tercih edilebilir.
Eğer kişi daha bütünsel, kariyerini ileri taşıyacak bir eğitim istiyorsa o zaman sertifikasyon eğitimlerine bakmalı. MEsela bizim partneri olduğumu DMI eğitimlerinin tercih edilme nedenlerinden biri dünyaya açılmak isteyenlere uluslararası çapta tanıtan bir sertifika sunması. Eğer yurtdışındaki şirketlerle çalışmak isteyen biriyseniz bu tarz bir sertifika elbette yerel bir sertifika sisteminden daha etkili olacaktır.
FD: Girişimciler neden dijital pazarlamaya önem vermeli?
EK: Bunun hap gibi bir yanıtı yok ama girişimcilik bir yolculuk/macera ve bu yolculuğun ilk safhadan itibaren pazarlamaya önem vermek çok önemli. Dropbox gibi bazı örneklerin daha ürün yokken nasıl potansiyel müşteri topladığını hatırlamakta fayda var. Özellikle teknoloji girişimlerinin, SaaS girişimlerinin birinci günden küresel pazara açılmalarının önemli olduğuna inanıyorum.
Girişimciler dijital pazarlamanın hangi alanına odaklanacaklarını da hangi aşamada olduklarına bakarak karar vermeliler. Büyüme (scale-up) aşamasında mı, çıkış aşamasında mı vs… Yerine göre Qura pazarlaması da yapmak gerekir, ücretli reklam vermek de.
FD: Korona sonrası dönemde dijital pazarlamanın yeri ne olacak?
EK: Dışarıyla olan temasımız azalldığı için dijital pazarlamanın değerinin arttığı bir dönemdeyiz. Yıllardır dillere dolanan dijital dönüşüm zorunlu olarak hayatımıza girdi. Gerek kurumsal firmalar gerekse girişimler her anlamda dijital bir dönüşüm içinde.
Bazen B2B müşteriler fuar üzerinden iş yaptıklarını söylerdi ancak artık fuarlar yok. Müşteri bulma konusunda internet ve dijital pazarlama zorunlu bir kanal haline dönüştü.
Keza kariyerini değiştirmeyi veya ileri taşımayı düşünenler için de yazılım/tasarım gibi teknik alanların yanında dijital pazarlama alanı önemli bir fırsat alanı var.
FD: Eğitim uzaktan olması ve süresi ne kadar önemli?
EK: Eğitim süresine dair şöyle bir tecrübemi aktarabilirim; sınıf içinde 2-3 saatte sunduğum eğitimler, dijitalde 1 saat kadar sürüyor. Yani daha derli toplu ve tek taraflı olduğu için. Süre üzerinde çok net konuşmak istemem ama elbette 1 saatlik bir dijital pazarlama eğitimi de eksik kalır.
Uzaktan eğitimlerin en önemli avantajı kendi programınıza uydurabiliyor olmanız. Sınıf içi eğitimlerde ise birebir etkileşim, yeni insanlarla tanışma şansı önemli. Tabii DMI gibi bazı dijital eğitimler öğrenciler arası etkileşimi artırmak için kullanıcılar arası bir etkileşim ortamı da (community/forum) sunuyor.
FD: Beyaz yakalılar dijital pazarlama ile kariyerlerine nasıl yön verebilir?
EK: Beyaz yakalılar için iki açıdan bakmak yerinde olur. Birinci perspektif mevcut durumda dijital pazarlama bilmeyenlerin bu alana yönelmesi. Mesela geleneksel pazarlama, ürün, satış ve yazılım geliştirme alanındai beyaz yakalılar dijital pazarlama ile mevcut işlerini daha güçlü bir şekilde yapabilirler.
İkinci perspektirte ise kariyerini değiştirmek isteyenler var. Ben de 5 sene bankacılık yaptıktan sonra bu alana geçmiş biriyim ve bu alandaki taleplerle bize gelen beyaz yakalılar da azımsanmayacak ölçüde. Bu yönelimi haklı da buluyorum çünkü genel itibarıyla dijital kariyer alanlarını dünya çapında geçerli alanlar olarak görüyorum.
Özetle gerek mevcut kariyeri desteklemek gerekse yeni bir kariyer çizmek için dijital pazarlamanın önemli bir alan olduğunu söyleyebiliriz.
FD: Dijital pazarlama eğitiminde sertifika önemli mi? Aldığımız her sertifikayı LinkedIn’e eklemeli miyiz?
EK: Aldığımız sertifikaları LinkedIn’e ekleyebiliriz. Bunda bir sakınca yok ama bu sertifika bana ne kazandıracak beklentisini doğru ayarlamak lazım. Sadece dijital pazarlama alanında değil tüm alanlardaki sertifikaların kuvveti o sertifikanın nerelerde geçerli olduğu ve sertifikanın kaç kişide olduğuyla ilgili.
10 yıllık bir sertifika programı olan DMI’dan örnek verecek olursam; pandemi öncesi 55 bin olan öğrenci/mezun sayısı pandemiden sonra 70 bine sıçradı. 155 ülkede 70 bin ülke ciddi bir kapsam. Sertifikayı almak da çok kolay değil, TOEFL gibi sınavları yapan Pearson’ın sınav merkezlerinde sınava girmeniz gerekiyor. Sınav sorularını hazırlayanlar da Google, Facebook gibi önemli şirketlerin çalışan isimler.
Özetle asıl önemli olan; sertifikanın adına değil, nasıl bir içerik ve kapsam sunduğuna bakmak.
—
Webinarın 50. dakikasından sonra katılımcıların sorularını da dinleyebileceğinizi ve DMI pazarlama eğitimleri hakkında detaylı bilgilere NBT Digital sayfasından ulaşabileceğinizi tekrar paylaşayım.
Şu anda çok iyi bir lansman indirimi olduğunun altını çizeyim. O nedenle ekstra bir GirişimlerNet indirimi sunmak mümkün olmadı. 🙂 DMI’daki kendi deneyimimi de ayrı bir yazıyla paylaşmayı planlıyorum ama siz demo için NBT Digital ekibiyle iletişime geçebilirsiniz. Aşağıya da kısa bir demo videosu ekledim.
GirişimlerNet Webinar 4: Çağrı Menteş İle Girişimciler İçin İngilizce
GirişimlerNet Webinar serisimizin 3. bölümünde İngilizcenin önemini masaya yatırıyoruz. Konuğumuz hem İngilizce öğretmeni ve yeminli tercüman hem de bir eğitim girişimcisi olan Çağrı Menteş, nam-ı diğer Çağrı Hoca.
Hemen kayıt olmak için tıklayın. Detaylar aşağıda sizi bekliyor.
– Girişimciler için İngilizce ne kadar önemli? – Sektörel kaynaklar nasıl daha verimli takip edilir?
– İngilizce öğreniminde nasıl hızlı yol alabiliriz?
– Girişimler küresel pazara açılırken nelere dikkat etmeli?
– Girişimciler İngilizce pratiğini nasıl geliştirebilir?
Webinarımız 9 Mayıs Cumartesi saat 17:00’da gerçekleşecek. Şu sayfadan kayıt olabilir ve arkadaşlarınızı davet edebilirsiniz.
Şimdiden sorularınızı hazırlayın. Görüşmek üzere.
Çağrı Menteş Kimdir?
Çağrı hoca kendini şöyle tanıtıyor;
19 yaşındayken İngilizce öğretmenliğine başladım. Öğretmenliğimin ilk yılında öğrencilerimle hazırladığım bir projede “Danışman Öğretmen 3.’lük” ödülü kazandım. 2012 yılında Çağrı Hoca ile İngilizce Öğren adında bir YouTube kanalı açtım. İlkokul, ortaokul, meslek lisesi, anadolu lisesi, halk eğitim merkezi, kolej, üniversite gibi çeşitli kademelerdeki eğitim kurumlarında görev yaptıktan sonra girişim sektörüne geçtim.
2,5 yıl Voscreen.com’da Eğitim Teknoloğu olarak çalıştım. Ardından kendi kitap aboneliği girişimim olan İngilizce Kitap Kulübü’nü kurdum, aynı yıl Duolingo’nun İstanbul etkinliklerini organize ettim. 2018’de Dijital Dil Okulu’nu kurdum. Hâlen orada kurumsal ve bireysel olarak canlı ve kayıttan İngilizce dersleri veriyorum. Aynı zamanda 2019’da açtığım ingilizce.org’ta yabancı dil öğrenimiyle ilgili içerikler paylaşıyorum.
Eğitim kariyerimin dışında, yetişkinler için Kickstart Your English ve 8. sınıf öğrencileri için Kankam İngilizce Denemeleri adında 2 kitabım var.
Easy Bloggers, Youtube üzerinde Influencer Marketing için bütçenizi verimli kullanmanızı sağlayacak bir araç. Tek yapmanız gereken çalışmak istediğiniz alandaki anahtar kelimeleri yazmak. Easy Bloggers size kimlerle çalışabileceğinizi öneriyor ve farklı kanallara göre daha uygun bir reklam çalışması yapıp yapamayacağınızı görüyorsunuz.
Detaylı arama kısmında Influencer’ları ücret, cinsiyet, yaş ve ülkeye göre filtrelemeniz mümkün ve bu aramayı da ücretsiz yapabiliyorsunuz. Karşınıza çıkan profillere tıkladığınızda ise size detaylı bir bilgi sayfası sunuluyor.
Influencer Röntgeni Çekilir
Aşağıda gördüğünüz gibi ilgili profilin abone sayısını, varsa diğer sosyal medya profillerini, son 1/7/14/30 gündeki paylaşım istatistiklerini görebiliyorsunuz. Görüntülenme sayısı, yorum sayısı, beğeni oranı, dönüşüm oranı gibi bilgileri de tek ekranda görebiliyorsunuz.
Aynı zamanda abone sayısını ve bütçe konusunda verebileceğiniz teklif önerisini, erişilen kitlenin demografik bilgilerini de görmeniz mümkün. Bu sayede Influencer Marketing bütçenizi en verimli şekilde ayarlayabilirsiniz. Profil detaylarında göremedim ama anasayfada çıkarılan profillerin tavsiye edilen CPC (tıklama başına maliyet) bilgisi de yer alıyor.
Ülkeler arasında maalesef Türkiye yer almıyor.
Youtube’da En Popüler Kanallar ve Videolar
Easy Bloggers, Insights sayfasında en ppüler Youtube kanallarını listeliyor. Ülkeye, kategoriye göre filtreleme yapabilir, izlenme veya abone sayısına göre kanalları sıralayabilirsiniz. Ayrıca en çok izlenen videoları da görmeniz mümkün.
Influencer Kampanyası Planlayın
Easy Bloggers’a üye olduğunuzda profilleri kampanya listenize ekleyip bir aşağıdaki gibi bir kampanya tablosu çıkarmanıza izin veriyor. Detaylı bir kampanya tablosunu şurada görebilirsiniz. Eğer ajans olarak Easy Bloggers’a katılmak isterseniz Agency sayfasındaki formu doldurup bekleme listesine girmeniz gerekiyor.
Son olarak bu alanda Türkiye’den çıkan Interceptd’in Influencer Marketing aracını da incelemenizi tavsiye ederim.(Bu yazı yazıldığında sadece Instagram profillerine odaklanıyordu)
Bir süredir e-postalara düzenli yanıt verememekten şikâyetçi olduğum için bu konuya yeniden eğilmek istediğim. Kendime ve size faydalı olması amacıyla daha önce kişisel blogumda yazdığım bu yazıyı güncelleyerek sizinle paylaşmak istedim. Yeni yazılarla bu konuyu desteklemeye çalışacağım.
Önerilerin altına parantez içinde yazdıklarım güncel durumu ifade ediyor.
E-posta Yoğunluğu İle Nasıl Mücadele Edilir?
Zaman yönetimi meselesi sanırım tarihin hiçbir çağında bu kadar önemli ve zor olmamıştı. 7/24 açık ve sürekli güncellenen bir kanala, internete ve e-posta iletişimine bağlı durumdayız. Mobil mesajlaşmalara hiç girmiyorum bile…
Bu durum güneşin hiç batmaması ve hep uyanık kalma durumunu beraberinde getiriyor. Tim Ferriss’in de bu konuya parmak basan iyi bir sözü var;
Limit e-mail consumption and production. This is the greatest single interruption in the modern world.
Yani; e-posta tüketimini ve üretimini sınırlandırın. Bu modern dünyadaki en büyük duraksamadır.
Sosyal ağ bağımlılığını bir nebze de olsa kontrol altına almak mümkün. Ancak işimiz gereği kullandığımız e-posta kutumuz aktif bir zaman sömürücü halini alıyor. Daha önce ‘eposta cevaplama süresi nasıl olmalı‘ başlıklı yazımda bu konuya biraz değinmiştim. Orada da dediğim gibi asıl mesele e-postayı yanıtlamak değil, vereceğiniz yanıtın bizim için yeni bir iş doğuracak olması. Her şeyi tek başına yapmaya çalışan benim gibiler için de bu durum önemli bir hal alıyor.
Şimdi bu yoğunluğu azaltmaya dönük tavsiyelere geçeyim. Elbette bu öneriler herkes için uygun olmayabilir ama denemeye değer ve eğer harekete geçmeyi düşünüyorsanız bugünden tezi yok.
İşte eposta bağımlılığını kırmak için bulduğum/düşündüğüm 12 tavsiye;
1) Eğer varsa tarayıcınızdaki eposta bildirimlerini kapatın. Her yeni eposta bildirimi kapının çalması gibi dikkat dağıtır ama büyük ihtimalle kapıya bakmanızı gerektirecek kadar önemli bir şey yoktur.
(Ben sadece mobilde birincil öncelikli bildirimleri açık tutuyordum ama bugün itibarıyla onu ‘yüksek öncelikli’ olarak güncelledim.)
2) Güne eposta kutunuzu açarak başlamayın. Önce bir kaç önemli işi halledin.
(Yap yapabilirsen…)
3) Eposta kutunuzu günde sadece birkaç kez kontrol edin. İşinize göre 2, 3 veya 4 kez olabilir. Bu konuda net saatler belirleyin. Dayanamıyorsanız adres engelleyici eklentileri kullanın. Bu yeni düzeninizi iş arkadaşlarınızla paylaşın ve size anlık ulaşabilecekleri başka bir seçenek söyleyin.
(Bunu denemek istiyorum. Çünkü daha az kontrol edip cevaplamak sürekli kontrol edip cevaplamamaktan daha iyi.)
4) Gmail kullanıyorsanız ve şirket içinde Hangout’u kullanmanız gerekiyorsa hangouts.google.com‘u deneyin.
(Webrazzi’deyken Hangouts kullanıyordum ama şimdi nadiren kullandığım için sorun yok.)
5) Eposta kontrol sınırını aşarsanız kendinizi küçük bir görev/ceza verin. Başarılı bir günün sonunda ise kendinizi ödüllendirin.
(Bunu deneyebilirim ama ne görev vereceğimi şimdi düşünemedim.)
6) Yerine göre epostanızı çevrimdışı kullanın veya inboxpause.com gibi bir eklentiyle yeni eposta alımını durdurun. Sloganları can alıcı: Take a break from email. Be Free.
(Bunu kullanmaya başladım. Şimdilik ücretsiz abonelikle sadece e-posta alımını durdurdum. Elimdekileri azalttıkça yeni e-postaları almaya çalışacağım. Bu eklenti aslında Boomerang aracının bir özelliği, daha iyi faydalanmak için ücretli üye olmak gerekiyor.)
7) Epostanızı açtığınızda önem sırasına göre yanıtlayın ve bir e-postaya 2. kez yanıt vermeden kapatıp çıkın.
(Bunu tam olarak yapamıyorum. Aslında daha az önemsiz e-postaları önemlilerden ayırmak için ‘Bir ara yanıtla’ diye bir etiket oluşturmuştum gerektiği gibi kullanamadım. Aslında Gmail’in yeni özellikleri daha sonra e-postaları hatırlatabiliyor. Onu da yeniden kullanabilirim. E-postayı 2. kez yanıtlama işi de kritik. Tenis maçına çevirmek pek de iyi olmuyor. Hele de Whatsapp’ta…)
8) Birisine bir şey göndermeniz gerekirse ‘Gmail ile Gönder‘ kısa yolunu (bookmarklet) kullanın.
(Bazen eposta göndermek için e-posta kutusuna girip kayboluyoruz. Bu eklenti onu engelliyor. Ben yeniden ekledim. Yer imi çubuğuna nasıl ekleyeceğiniz şurada yazıyor.)
9) Epostanızı kontrol etmediğiniz saatlerde işinize yarayacak doküman veya bilgi varsa o bilgileri dışarı alın.
10) Çok yoğun bir eposta trafiğiniz varsa asistanınızdan destek alın.
(Çok yoğun sayılmam, asistanım da yok.)
11) Sadece yanıtlamaya hazır olduğunuz epostaları açın ve hemen yanıtlayın. Aksi takdirde bakıp kapattığınız bir epostaya dönmeniz tahmin ettiğinizden uzun sürebilir.
(Bu da bir alışkanlık meselesi. Henüz oturtamadım)
12) Haftanın bir günü e-postalarınıza hiç bakmayın. Dünya biz eposta kutumuza bakmasak da dönüyor. Askerde bunu gayet iyi anla(mış)tım.
(Evet, dünya benim 1 gün epostama bakmamama dayanabilir. Ben de buna dayanmalıyım. Mesela pazar günleri… Çok şey mi kaybederiz?)
13) E-posta aboneliklerini azaltın, toplayın veya dışarı taşıyın. Çünkü her eposta ayrı bir zaman alıyor.
Büyüme odaklı pazarlama uzmanlarının buluşma adresi GrowthHackers.com, önemli bir eğitim programını tamamen ücretsiz alabileceğimiz bir kupon paylaştı.
Enterprise Growth Hacking adlı eğitim temelde büyük şirketler için tasarlanmış bir büyüme odaklı taktik ve teorileri barındırıyor. Ders anlatan eğitmenler IBM, Microsoft, Adobe, Dropbox, Intuit, Capital One, Skyscanner, LinkedIn gibi dünyanın en önemli şirketlerde çalışmış/çalışan kişiler ve gerçek deneyimlerini aktarıyorlar.
Bu eğitimin amacı büyük şirketlerde de sürdürülebilir büyüme yakalanmasına katkı sağlamak. Bu heef kitleye elbette büyüme aşamasındaki girişimleri de eklemek mümkün.
Eğitimi almak için büyüme odaklı bir pozisyonda olmanıza gerek yok. Eğitimi aldıktan sonra ömür boyu erişime sahip oluyorsunuz ama bu durum ‘sonra bakarım’ diyerek eğitimi ihmal etmenize de neden olabilir.
İndirim Kodu Nedir?
499$ değerindeki eğitimi ücretsiz yapan indirim kodu: GHCOMMUNITY
Eğitim içeriği hakkında birkaç bilgi paylaşmam gerekirse; Özel bir eğitimden ziyade GrowthHackers’ın düzenlediği konferanslardan konuşmalara yer verilmiş. En azından ilk videolarda bunu gördüm. Ayrıca sunum ve ek okuma materyalleri de sunuluyor. Toplam eğitim süresi sanırım 3 saat civarında. Eğitim başlıklarını ilgili sayfada görebilirsiniz.
Eğitim platformu ise Teachable.
Growth Hacking konusunda ilerlemek isteyenler için önemli bir kaynak ve özellikle büyüme aşamasındaki girişimler ile bu alandaki beyaz yakalıların faydalanmasını tavsiye ederim. Elbette yeni girişimcilerin de öğreneceği şeyler olacaktır.
Ayrıca growthhackers.com‘a üye olup içerikleri takip etmenizde de büyük fayda var.
Popüler alan adı (domain) kayıt firmalarından NameCheap için bulduğum indirim kodlarını bu yazıda sizlerle paylaşmak istiyorum. Farklı ürünler için de indirim kodlarını aşağıda görebilirsiniz.
Eğer çalışan bir indirim kodu bulursanız veya bu kodlar artık çalışmıyorsa yorum kısmında paylaşabilirsiniz.
.us alan adı indirim kodu (eklenme tarihi:3 Temmuz 2020)
US-DO indirim kodu ile .us uzantılı alan adını 2.88$ ücretle kayıt edebilirsiniz. Namecheap’e gitmek için tıklayın.
Transfer İndirim Kodu (eklenme tarihi: 27 Haziran 2020)
TLD20TS3 indirim kodu ile .net uzantılı alan adımı 6.88$+ ICANN ücreti, toplam 7.06 dolar karşılığında Namecheap’e taşıdım. Namecheap’e gitmek için tıklayın.
5.88$ Yeni Alan Adı Kaydı
TLDMAPR20 kodu ile .com alan adını 5.88 dolara (ICANN ücretiyle 6.06$) satın aldım. Namecheap’e gitmek için tıklayın.
Eski müşteri olmama rağmen bu koddan faydalanabilmek güzel oldu. Üstelik 1 yıllık WhoisGuard da ücretsiz. Daha ne olsun? 🙂
NameCheap Kurumsal E-posta Servisi İçin İndirim Kodu
Popüler alan adı kayıt firmalarından NameCheap, elbette sadece alan adı kayıt hizmeti sunmuyor. Sunucu (hosting), SSL, websitesi ve logo yapma aracı ve hatta kartvizit tasarlama aracı gibi bir çok hizmeti var. Bize konu olan tarafı ise kurumsal e-posta servisi ve doğum günü nedeniyle verilen %30 indirim. 🙂
Bildiğiniz gibi Google, kendi alan adımıza özel e-posta saçmayı ücretli hale getirdikten sonra farklı arayışlar içine girdik. Önceki gün GSutie’i nasıl %50 indirimli alınacağını da paylaşmıştım. Bugünkü konumuz ise sadece kurumsal e-posta isteyen ve benim gibi kişisel Gmail hesabına yönlendirme yapmak isteyenler için cazip olabilir.
Namecheap’in Private Email fiyatlandırması eposta kutusuna ve depolama alanına göre aşağıdaki şekilde değişiyor. Yıllık ödeme yapıldığında aylık 1 dolar gibi cuzi bir ücreti var. Üstelik yenileme ücretleri zamlı değil ve 1 eposta kutusu aldığınızda ikincisini daha ucuza alabiliyorsunuz.
Yazımıza konu olan %30 indirimi ise PEbday30 koduyla alabilirsiniz. 🙂 10 Mayıs’a kadar geçerli.
Özetle 10 e-posta adresi alabileceğiniz 5GB kapasiteli bir kurumsal e-posta adresine 12 dolar yerine 8.32 dolar vererek sahip olabiliyorsunuz.
Eğer isterseniz 60 günlük deneme süresini kullanarak ücretsiz de başlayabilirsiniz ama 2 ay sonra indirim kodu bulamadığınız takdirde (belki bulsanız bile) tam fiyat (12$) ödemeniz gerekecek.
Ben henüz almadım ama Girisimler.net için Yandex’ten Gmail’e yaptığım yönlendirme işe yaramadığı için (sebebini bilen yorumlarda yazabilir) ve en az 1 tane almayı düşünüyorum.
Son bir bilgi olarak Name.com‘un e-posta hizmetinin aylık 1,67$ olduğunu ekleyeyim. Namecheap’e gitmek için tıklayın.
Elfsight, farklı içerik yönetim sistemlerine özelleştirilebilir eklentiler (widgets) kurmanızı sağlayan bir girişim. Envato Elements’e takip gösterilen girişimde 60’tan fazla eklenti var.
Söz konusu eklentiler WordPress, Shopify, Webflow, Wix gibi populer CMS’lerin yanısıra Facebook’a da uygulanabiliyor. Üstelik kodlama bilmenize gerek yok.
Validea, rasyonel fikir değerlemesi yapan bir hesaplama aracı. Girişimlerin fikirden prototip aşamasına, ilk müşteriden çıkış aşamasına kadarki süreçte finansal değerlerini hesaplıyor.
Tümay Solak tarafından kurulan Validea, yatırıma hazırlanan girişimler için dünya çapında kabul görmüş finansal modellere dayalı bir değerleme sunuyor.
Anket tabanlı platform yatırım şirketlerinin ve melek yatırımcıların karar verme aşamalarına dahil olmak istiyor.
Digital Banking Weekly, dijital bankacılık alanındaki gelişmeleri haftalık olarak derleyen İngilizce bir eposta bülteni.
Türkiye’de farklı bankalarda çalıştıktan sonra kariyerini yurt dışındaki bir bankada sürdüren Sami Eyidilli tarafından hazırlanan bülten, fintek gelişmelerini, girişimleri, dönüşüm süreçlerini ve çeşitli raporları derliyor.
Uzun süredir Webrazzi yazarı olan Sami Eyidilli, 42 haftadır her Pazar sabahı takipçileriyle buluşuyor.