Ana Sayfa Blog Sayfa 111

Üniversite Okumadan Yazılımcı Olunur mu?

4

Sorunun yanıtı bence temiz bir ‘evet’. Ama bu yanıtın altını doldurmak gerek. Elbette üniversiteyi kazanmaya çalışmayın veya bırakın demiyorum. Üniversite mezunu olmanın kazandırdıkları reddedilemez. Başlı başına üniversiteyi kazanmak için verilen emek bile takdiri hakeder. Ancak üniversite dediğimiz kurumlar da bilgiye/tecrübeye erişim için sadece birer araçtır ve toplumsal ihtiyaçlar için tasarlanmıştır.

Konuya bireysel boyutta baktığımızda çok çarpıcı sonuçlar bizi bekler. Hele de konu yazılım geliştirme, programlama, dijital tasarım gibi uzmanlık alanları olduğunda. Çünkü günümüzün en büyük eğitim kurumu olan ‘internet’ bu alanda inanılmaz fırsatlar sunuyor ve bu fırsatı değerlendirenler çok güzel işler başarabiliyor.

Aşağıda paylaştığım kısa profillerde bu başarı hikâyelerinden bazılarını görebilirsiniz. Kaynak sitem NoCSdegree.com, sadece bu alanda lisans eğitimi almamış yazılım geliştiricilerle röportaj yapıyor ki benim de niyetim ülkemizde üniversiteye gitmeyen/gidemeyen gençlerin yazılım/dijital iş gücüne yöneldiğini ve katma değeri yüksek işler yaptıklarını görmek. Ve bunu başarmış kişilerle röportaj yapmak. Eğer sizin de bu tarz bir hikâyeniz varsa lütfen iletişim bölümünden bana ulaşın.

Aaron Pietsch: Bir dönem Vietnam’da İngilizce öğretmeniyken yazılım geliştirmeye merak salıyor ve 8 aylık bir çalışmanın ardından Uber’de işe başlıyor. Başlangıçta günde sadece 30 dakika programlama çalışarak bu noktaya gelmiş. Uber için uzaktan (remote) çalışıyor.

Patryk Pawlowski: Patryk de uzaktan (remote) çalışan bir yazılımcı ama bir şirket için değil, kendi adına çalışıyor. Kendini tam teşekküllü (full-stack) geliştirici olarak tanımlayan Patryk, çocuk yaşta programlamaya başlamış ama bu konuda bir fakülte mezunu değil. Yazılımcılar için altın çağda olduğumuza inanan Patryk, kendine nakit parayla bir ev satın alabilecek kadar para kazandığını söylüyor.

Tae’lur Alexis: Asgari ücretle çalışan bir garsonun yazılımcı olma hikâyesi. Kendini farklı kaynaklardan eğiten Tae’lur, codeeveryday.io diye bir site de açmış.

Richard Blechinger: 22 yaşında üniversite eğitimi almamış bir yazılımcı. Farklı iş ortkalarına hizmet veriyor ve ayda 15 bin dolar kazanıyor.

Sürpriz ismi sona sakladım.

Lenilson: Küçük yaşta kodlamaya merak salan ve üniversite okumayan bir yazılımcı. 18 yaşında, Brezilyalı. Dünyayı gezerek yazılım projelerine hayat veriyor ve bilin bakalım şu anda hangi şehirde. lenilson.me 🙂

https://twitter.com/firatdemirel/status/1165932869182808066

 

*Dipnot1: NoCSdegree.com aynı zamanda ‘şeffaf girişim’ örneklerinden biri. Yani gelir vb. bilgileri açık olarak ziyaretçileriyle paylaşılıyor. Geçen ay 24 bin sayfa görüntülemesi yapmış ve Temmuz 2019’da 100 dolar kazanmış. 24 Ağustos’a kadar kazandığı 180 dolar idi. 

**Dipnot2: Tavsiye okuma parçası: Bilgisayar Mühendisliği öğrencileri için 10 tavsiye

What3Words: Konumunuzu Sadece Üç Kelimeyle Tarif Edin

0

What3Words Nedir?

What3Words, yenilikçi bir konumlandırma sistemi. Bu sistemde dünya yüzeyi 3 metrekarelik alanlara ayrılıyor ve her bir alan 3 kelime ile tanımlanıyor. Bu sayede sadece 3 kelime ile konumunuzu çok başarılı bir şekilde karşı tarafa iletebiliyorsunuz. Bu sayede hiç adresleme sistemi olmayan bir yerde bile net konumunuzu görüp kolaylıkla paylaşabiliyorsunuz.

What3Words‘ün coğrafi koordinat sisteminin muadili, daha sadeleştirilmiş hali olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Veya IP adresiyle alan adı (domain name) arasındaki ilişkiye benzetebiliriz. Yani 40.7127753, -74.0059728  gibi enlem/boylam rakamları gidiyor ve yerine aklınızda tutabileceğiniz 3 tane kelime geliyor; domates.biber.patlican gibi…

Bu ilginç girişim Chris Sheldrick’in (müzisyen) konsere gelen kişilerin sürekli adresi bulamamasından şikayetçi olmasıyla başlamış. Chris, Mohan Ganesalingam (matematikçi) ve Jack Waley-Cohen (çeviri uzmanı) el kafa kafaya verince de  What3Words fikri ortaya çıkmış.

Şu anda What3Words.com’a girerek veya mobil uygulamaları üzerinden 3 kelimelik konumunuzu görmeniz mümkün. Keza size verilen 3 kelimeyi yazarak harita üzerindeki yerini de görebilirsiniz. Websitesinde sadece İngilizce kelimelerden oluşan adres verilse de mobil uygulamada Türkçe dil paketini indirerek anadilimizdeki kelimelerden oluşan adresinizi görebilirsiniz. Adresinizi arkadaşlarınızla paylaşmak istediğinizde ise w3w.co alan adını kullanabiliyorsunuz.

2013 yılında kurulan girişim o günden bugüne epey yol almış ve milyonlarca kullanıcıya ulaşmış. Birçok şirket ve kurum tarafından da adres paylaşımında aktif olarak kullanılır hale gelmiş.

Ücretlendirme/Gelir Modeli

Kullanıcıların ücretsiz faydalanabildiği What3Words, yüksek çaplı sorgulamalarda kurumlarla yaptığı anlaşmalardan para kazanıyor. Bir de 3 kelimelik kapı tabelası satıyor. 🙂

Geliştiriciler için herkese açık API sunan W3W, bir yandan da e-ticaret eklentileri ve Microsoft Excel eklentisi de geliştirmiş.

Bu Girişim Tutar mı?

Londra merkezli W3W, basit gözüken karmaşık bir meseleye öyle bir çözüm getirmiş ki kaybolan kişilerin hayat kurtarabilecek kadar faydalı bir iş olmuş. Başka bir bakış açısıyla bir çocuğa evinin adresini ezberletmek zor olabilir ama W3W’nin verdiği üç kelimeyi pekâla ezberletebiliriz. Dolayısıyla ortada ürün pazar uyumunu zaten yakalamış, ilaç gibi bir girişim var ve bu sayede hayata tutunmayı başarıyor. Kimbilir, belki buradaki basitleştirmeyi hayatın farklı alanlarında biz de bulabiliriz…

Inzva: Ulusal Programlama Yarışması Düzenleyen Hackerspace

0

Inzva Nedir?

Inzva, kâr amacı gütmeyen eğitim odaklı bir topluluk hareketi. Yapay zekâ ve algoritma çalışmalarına odaklanan oluşum yıl boyunca Beykoz Kundura yerleşkesinde çeşitli kamplar, buluşmalar ve çeşitli çalışmalar düzenliyor. Inzva bir ‘hackerspace’ olarak da tanımlanıyo ve inekle.com‘un da kurucusu olan Birebir Eğitim Vakfı‘nın bir projesi olarak hizmet veriyor.

2017’de kurulan Inzva’nın danışmanları arasında Prof. Dr. Aytül Erçil ve Dr. Zeynep İnanoğlu gibi tecrübeli isimler bulunuyor. Inzva’nın etkinlikleri de websitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden paylaşılıyor. Yakında düzenlenecek en önemli etkinliklerden biri de Ulusal Programlama Yarışması.

Dünyaya Açılan Ulusal Programlama Yarışması

Söz konusu yarışma genç bilgisayar mühendisi adaylarına yeni yetenekler kazandırmayı hedefliyor. Çok katmanlı ve takım tabanlı bu yarışma ICPC (International Collegiate Programming Contest – Uluslararası Üniversite Programlama Yarışması) himayesinde ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) partnerliğinde 13-15 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek.

Bu yarışmaya katılarak ilk 10 sıraya giren takımlar Birebir Eğitim Vakfı sponsorluğunda Güneydoğu Avrupa Bölgesel Yarışması’na (SEERC) katılmaya hak kazanacak. SEERC’te başarılı olan takımlar ise dünyanın en prestijli algoritma programlama yarışması olarak kabul edilen ICPC’nin Dünya Finallerine katılma hakkı kazanacak.

Kısa bir bilgi vermek gerekirse ICPC, dünyadan 3 binden fazla üniversite takımının katıldığı bir programlama yarışması olan ICPC’ye geçtiğimiz yıl 115 ülkeden toplam 3 bin 200 üniversitenin 52 bin öğrencisi katılmıştı. Umarım bu sene Inzva ile ülkemize güzel sonuçlar kazandırabiliriz.

Yarışmanın son başvuru tarihi 31 Ağustos 2019 ve şu adresten başvurabilirsiniz.

Product Hunt Trend Eklentisi

0

Product Hunt Trend Eklentisi Nedir?

Bu eklenti adından da anlaşılacağı üzere Product Hunt’taki trend olan ürünleri tarayıcınızın (Chrome, Firefox, Opera*) yeni sekme sayfasında görmenizi sağlıyor. Sadece o günün ürünlerini görmekle değil haftalık, aylık, yıllık filtreleme de yapabiliyorsunuz.

Bu sayede Product Hunt’ı ziyaret etmeden de önemli ürünleri/girişimleri yakalama şansı yakalayabilirsiniz ancak daha fazlası için elbette Producthunt.com’u ziyaret etmeniz gerekecek.

Bu eklentinin gelşitiricisi Jotform’da yazılım geliştirici olarak çalışan Ömer Gülen. Eğer bu eklentiyi beğendiyseniz Product Hunt sayfasını ziyaret ederek destekleyebilirsiniz.

*Opera’da Chrome eklentilerini çalıştırmak için önce Install Chrome Extensions eklentisini kurmanız  gerekiyor.

Kassa: Ortak Masrafları Bölüştüren Harcama Uygulaması

0

Kassa Nedir? Nasıl Çalışır?

Kassa, ortak masrafları kolayca bölüştürmek için geliştirilen bir mobil uygulama (iOS/Android). Bir mesajlaşma uygulaması mantığıyla geliştirilen uygulamada kullanıcılar kolayca yazışıp ortak gelir/gider hesaplaması yapabiliyor.

Kassa’yı kullanmak için farklı sebepleriniz olabilir, arkadaşlarınızala çııkacağınız bir tatilin, gideceğiniz bir konserin veya bir doğum günü hediyesinin masrafları.. Tek yapmanız gereken arkadaşlarınızı uygulamaya davet edip bir grup kurmak ve sohbet/mesajlaşma yoluyla masrafları bölüştürmek. 

Kim, neyi, ne kadar öderse ödesin, Kassa herkesin harcamasını tek bir yerde tutuyor ve herkesin hesabını eksiksiz şekilde bölüştürüyor. Kassa sadece bugüne özgü bir anlık fayda da sağlamıyor. Kullanıcılar gelecek aylarda hangi harcamalarının olacağını da uygulama üzerinde görebiliyor.

Kassa‘nın hedefinde Türkiye’deki 30 milyon aktif mobil banka müşterisi var. Ancak daha özelde evlenen ve seyahat eden kişilere ulaşmak itiyor. Türkiye’de yılda 569 bin evlilik, 29 milyon seyahat gerçekleştiği ve ortak masrafların çıktığı düşünülürse Kassa’nın doğru yolda olduğu söylenebilir.

Diğer yandan Kassa sadece bir ortak hesap bölüştürme uygulaması değil. Günlük giderlerin de eklenebileceği bir uygulama. Bu yönüyle benim kullandığım MoneyLover gibi uygulamalara rakip oluyor. Dolayısıyla tam anlamıyla alacak verecek hesabınızı kontrol etmek istiyor. Zaten bir sonraki aşamada para transferi özelliğini getirerek işleri oldukça kolaylaştırma planları var. Kassa’nın Fincube sunumunu şurada izleyebilirsiniz.

Yatırım/Destek Aldı mı?

14-15 ay içinde 105 binden fazla kayıtlı kullanıcı, 35 binden fazla sohbet grubu ve 100 milyon liradan fazla harcama Kassa, Finansbank Fincube girişimlerinden biri. İlk tohum yatırımı da Finansbank Fincube tarafından 200 bin dolar yatırım yapıldı.

Kurucu Ekip

Irmak Günayer (Kurucu ve CEO), Mehmet Sözen (Kurucu ortak, Melek Yatırımcı)

Bu Girişim Tutar mı?

Kassa, adından da anlaşılacağı üzere cebimizdeki dijital kasa uygulaması olmak istiyor. Bunun için genel harcama takip uygulaması olarak değil de farklı bir acıyı çözmek için yola çıkması güzel. Aksi takdirde ikinci bir uygulama denemeyi çok kişi tercih etmeyecektir. Uygulamanın sosyal tarafı da kullanıcı kazanma maliyetini düşüren bir avantaj.

Kurucu ekibin deneyimi girişime güç katıyor ve Finansbank’tan alınan yatırım desteği para transfer özelliğini açılması için kritik bir öneme sahip. Bu alanda en çok istenen şeyse elbette kartlı harcamaların direkt entegrasyonunu sağlamak amaa sanırım bu henüz mümkün değil. Ama mümkün olduğunda Kassa’nın erken adım atmış olması bir avantaj olacak.

Mobil uygulamanın çok akıcı olduğunu söyleyemeyeceğim ama alışkanlık kazandıkça daha hızlı ve rahat bir deneyim yaşatacaktır. App Store ve Google Play’den indirebilirsiniz.

Glofox: Spor Salonlarının Apsiyon’u

0

Glofox, butik spor/fitness salonları için geliştirilen bir yönetim yazılımı. Sunduğu özelliklerle spor salonlarının (gym, yoga, fitness…) hemen her ihtiyacına dokunuyor ve detaylı müşteri/gelir takibi yaparak işlerini daha ileri bir noktaya taşımasına yardımcı oluyor.

‘Spor salonlarının Apsiyon‘u’ diyebileceğim Glofox, spor salonları için sunduğu özellikleri 5 başlıkta topluyor; pazarlama araçları, satış araçları, yönetim araçları, üye deneyim araçları ve müşteri elde tutma araçları.

Bu araçlar sayesinde salonlar mevcut müşterlerini daha iyi tanıyarak onlar özel teklifler sunabiliyor. Aylık gelir takibini daha net bir şekilde görerek gelecek için ne kadar pazarlama/satış yapması gerektiğine karar verebiliyor.

Dublin/İrlanda merkezli Glofox, sosyal medya entegrasyonundan, push/e-posta bildirimlerine, lead(müşter) yakalamadan segmentasyona, website randevu eklentisinden check-in kiosk’unaa kadar bir çok özellik/imkân sunuyor. Dil yerelleştirmesinin yanında spor salonu eğitmenlerinin ve sınıfların takibini yapmayı da mümkün kılıyor. Kısacası bir spor salonunun kendini her yönden iyileştirmesi için gerekli ve yeterli bir SaaS ürünü sunuyor.

Yatırım Bilgisi:

Glofox, Seri A yaatırımını da kapatan bir girişim. Toplamda 12,8 milyon dolar yatırım almış. Yatırımcıları ise Octopus Ventures, Partech, Enterprise Ireland.

2014’te kurulan girişim son yatırımını Mayıs 2019’da almış ve bu yatırımla Los Angeles başta olmak üzere ABD pazarını fethetmek istiyor.

Ücretlendirme:

Glofox, ücretlendirme detaylarını açık olarak paylaşmamış ama aylık sabit bir ücretlendirmeye ek olarak üye başına ek bir ücretlendirme yaptığını tahmin ediyorum. (Ben e-posta ile detayları istedim ama detay vermek için 5 dakikalık video/sesli görüşme teklif ediyorlar. Bilginize.)

Bu Girişim Tutar mı?

Spor salonları için yönetim yazılımı geliştirmek eşsiz bir fikir değil ancak güzel uygulamalarına çok rastlamak da mümkün değil. Glofox bu noktada işini iyi yapan bir girişime benziyor. Gerisi satış yapma başarısına kalmış ki bu alanın henüz dijitalleşmediğini düşünürsek önünün açık olduğunu söyleyebilriz. Özellikle üye deneyimi tarafındaki özelliklerin müşteri memnuniyetini ve sadakatini artıracağı kanaatindeyim. Spor salonlarına kayıt olup gitmeyenler hakkında çok iyi istatistikler çıkarabileceklerini görüyorum ki bu analiz daha iyi yapılırsa ve spor salonları isterse daha fazla kişinin daha uygun fiyatla spor yapmasının da önü açılabilir.

Glofox’un ABD’ye yayılacak olması da ayaklarını daha sağlam yere basmasını sağlayacaktır, zira Dublin çok da büyük bir şehir değil. Bir dönem ABD’de bu işi deneyen GymGroups‘u hatırlamamak mümkün değil ama sanırım o dönem yazılım ve donanımsal bir iş yapmak istedikleri için sürdürülebilir bir boyuta gelemedi.

.

.

Ortaya: Ürün ve Hizmet Yorumlama Platformu

0

Ortaya.com, herhangi bir hizmet veya ürün hakkındaki deneyimlerin paylaşıldığı ve puanlandığı bir platform. Yani ne Ekşi Sözlük gibi her telden paylaşımlara izin veriyor ne de Şikayetvar.com gibi sadece şikayetlere yer veriyor. Sadece ürün ve hizmetler hakkında deneyimler paylaşılıyor.

Bir internet sözlüğü formatındaki platformda tahmin edebileceğiniz gibi üç farklı üyelik tipi bulunuyor; okuyucu, yazar ve kurumsal. Yazarlar aktif olarak deneyimlerini yazan kişiler ve yazar olmak için üyeliğin telefon numarasıyla onaylanmış olması gerekiyor. Kurumsal hesaplar ise başka kişiliklerle karışması muhtemel bilinirliği yüksek kişiler onaylı hesaplar olarak tanımlanıyor. Bu hesaplar ise Ortaya Ekibi tarafından onaylanıyor.

Ortaya.com‘un güzel taraflarından biri içeriklerin topluluk tarafından canlı olarak puanlanabilmesi. Hem kullanıcıların verdiği 1-10 arasındaki puanlar ve hem de her deneyime verilmiş geribildirimler (Aynen ve BBO) hesaplanarak içeriklere belli bir puan atanıyor. Bu sayede popüler ve güvenilir içerikler kolayca ayırt edilebiliyor.

Şu an için 30 farklı kategoride deneyimlerin paylaşılmasına aracılık eden girişim sadece ürün değil hizmetlerin, dijital platformların da kullanıcı deneyimlerini paylaşıyor. Yani sitede Ortaya.com hakkında da Girisimler.net hakkında da bir deneyim yazısı yazılabilir. bkz: yukarıdaki ekşi sözlük yorumu.

Güncelleme: GirisimlerNet hakkında yorumlar eklenmiş bile. 🙂

Yatırım Bilgisi?

Henüz yatırım almayan Ortaya.com, NOX İstanbul‘un bir iştiraki olarak hayata geçirilmiş.

Ücretlendirme / Gelir Modeli?

Herhangi bir ücret talep etmeyen girişim büyük ihtimalle kurumsal abonelliklerden ve reklamdan pra kazanacak.

Bu Girişim Tutar mı?

Ortaya.com bir platform olduğu için, kendini kullanıcı içeriklerinden sorumlu tutmuyor ve sitesinde aşağıdaki açıklamaya yer veriyor.

“Herhangi bir içeriğin doğru, gerçek ve/veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir..”

Yani Ortaya.com ilerleyen zamanda ürün/hizmet dünyasının Ekşi Sözlük’ü olabilir ama yazılan içerikle de bir o kadar tartışmalı olacaktır.

Feather: Mobilya Kiralama ve Abonelik Servisi

1

Feather, aylık abonelik modeliyle çalışan ve ürün olarak mobilya gönderen bir girişim. Feaather aylık aboneliklerine mobilya ürünlerini indirimli olarak gönderiyor ve sürekli aynı mobilyayı kullanma alışkanlığını ortadan kaldırıyor. Abone olmak istemeyenlere ise tekil mobilya kiralama hizmeti sunuyor.

Şimdilik New York City, San Francisco, Los Angeles ve Orange County bölgelerinde hizmet veren Feather, yüksek fiyatlı mobilyalara sahip olmak yerine küçük ücretlerle değişimin zenginliğini yaşamayı teklif ediyor. Diğer yandan mobilya üretimindeki olumsuz çevresel etkinin de önüne geçmek istiyor. 

Feather, salondan çocuk odasına, yemek odasından ev-ofis alanlara kadar farklı ihtiyaçlar için farklı mobilya seçenekleri sunuyor. Dolayısıyla büyük bir koltuk da küçük ayaklı bir aydınlatma ürünü de sipariş edebiliyorsunuz. (bkz: tüm mobilyalar)

Ücretlendirme / Gelir Modeli

Eğer abone olmazsanız sevkiyat ve kurulum için 99 dolar ve mobilya ücretini ödemeniz gerekiyor. Bu teklif Feather’dan kısa süreli faydalanmak isteyenler için ve aylık abonelik ücreti yok.

Abonelik tarafında ise aylık 19 dolar gibi tekrarlayan bir ücret ve seçtiğiniz mobilya için belirlenen indirimler var ki bu indirimler %75’e kadar çıkabiliyor. Aboneler ilk ürün sevkiyatından ücretsiz faydalanıyorn ama onların da sonraki değişimlerde 99 dolar ödemesi gerekiyor. Örneğin aboneler aşağıdaki koltuk için 39 dolar öderken abone olmayanların 134 dolar ödemesi ve en az 3 aylık kullanım taahhüt etmesi gerekiyor.

Yatırım Bilgisi:

Şu ana dek 16 milyon dolar yatırım alan Feather’a güvenen yatırım şirketleri Spark Capital, Kleiner Perkins, Bain Capital Ventures, New Enterprise Associates.

Bu Girişim Tutar mı?

‘Sahip olma, kirala’ sözünü şiar edinenlere, evi ofis olarak ullananlara, sürekli aynı ürünü kullanmaktan sıkılanalara ve sık sık ev değiştirenlere ilaç gibi bir hizmet. Diğer yandan temizlik takıntısı olanlar için başkasının kullandığı mobilyayı kullanmak çok da çekici olmasa gerek. Bu gibi kişilerin tercihleri belli başlı ürünlerle sınırlı olacaktır ve mobilya değiştirme/kurulum hengamesini sevmeyenler için de Feather özlenen bir servis değil.

Feather belli bir hacme ulaşırsa mobilya montaj/taşıma ve temizlik alanında istihdamı arttırabilir. Sırf bu alana özgü girişimlerin bile çıktığını görebiliyoruz. Diğer yandan sürekli mobilya taşıma işinin CO2 salınımı açısından az da olsa bir etkisi olacaktır.

Mobilya pazarının büyüklüğünü düşündüğümüzde ise Rocket Internet’in Kurucu Ortağı Oliver Samwer’in şirket içi bir e-posta yazdığı şu cümle aklıma geliyor;

“There are only 3 areas in ecommerce to build billion dollar business: amazon, zappos and furniture.”

(E-ticarette sadece 3 alan milyar dolarlık iş boyutuna ulaşabilr; amazon, zappos (ayakkabı satışı) ve mobilya.)

Reforge: Usta İsimlerden Büyüme Odaklı Hızlandırma Eğitimi

0

Reforge Nedir?

Reforge, bir kariyer geliştirme programı olarak kendini tanıtıyor ama bence hızlandırma programı demek çok da yanlış sayılmaz. Çünkü tamamen girişimlerin büyümesine odaklanan (ücretli) bir eğitim programı sunuyor. Altı haftalık yarı zamanlı eğitim programındaa ders verecek isimler arasında Google, Instagram, Slack, Stripe, Pinterest, LinkedIn, Dropbox gibi çok popüler girişimlerde çalışmış kişiler var.

Ayrıca ABD’li ve Avrupalı çok sayıda girişimin üst düzey isim de konuşmacı olarak yer alıyor. Reforge’u kuran CEO Brian Balfour, HubSpot’ta Büyümeden Sorumlu eski Başkan Yardımcısı idi ve sanırım bu bilgi programın kalitesi hakkında yeterli bilgiyi veriyor. Uber’de sürücü/şoför sayısının büyümesini yöneten ve şimdi Andreessen Horowitz yatırımcılarından olan Andew Chen de ekipteki isimlerden.

Türkiye’den Başvurmak Mümkün mü?

Evet. Programa dünyanın her yerinden başvuru kabul ediliyor ve işin asıl güzel tarafı tamamen uzaktan da katılmanın mümkün olması. Zaten giderek artan ofis bağımsız bir girişimlerin başarısı bu durumu stardart haline getirebilir. Yani hızlandırma programları uzaktan/remote başvuruları da kabul edip onlara da ayrı bir sınıf yapabilir veya dersleri canlı olarak aktarabilir. Reforge da tüm içerikleri internet üzerinden erişime açık tutuyor ve normalde yüzyüze yapılan görüşmeler, uzaktan bağlanan kişilerle de aynı şekilde yapılıyor.

*Bu programı Andew Chen’in epostasıyla öğrendim ve son başvuru çağrısını yapmıştı. Dolayısıyla ben yazıyı yazarken başvurular açık olsa da siz okurken başvuru süresi dolmuş olabilir. Ben süreci görmek başvurdum, bakalım ne olacak. 🙂

Reforge’un özelliği gerçekten büyüme (growth) üzerine çalışan kişiler tarafından yürütülmesi. Andrew Chen’in yanısıra Brian Balfour (eski VP Growth at HubSpot, aynı zamanda Reforge’un kurucu CEO’su), Casey Winters (CPO, Eventbrite), Shaun Clowes (SVP Product, MuleSoft), and Kevin Kwok (Greylock’un eski yatırımcılarından).

Ayrıca 4000’den fazla mezun tarafından test edilmiş bir program ki bu kişiler Google, Facebook, Dropbox, Slack, Amazon, Airbnb gibi girişimlerde çalışmış özel isimler.

Program büyümeye odaklanırken de 3 farklı sınıflandırma ile başvuru alıyor; Anvanced Growth Strategy, Growth Series ve Retention + Engagement Deep Dive. Her programın kendine has bir işleyişi var ve aynı anda bir programa katılamıyorsunuz. Programdaki derslerden birkaç başlığı İngilizce olarak paylaşmak istiyorum;

  • Acquisition Strategy,
  • Retention + Engagement,
  • Monetization,
  • User Psychology,
  • Growth Models,
  • Experimentation, and Defensibility.

Ücretlendirme:

İşin üzücü demeyeceğim ama zor tarafı ücret kısmı. Program ücreti 3495 dolar yani yaklaşık 20 bin Türk lirası. Eğer 3+ kişi kaydolursanız 500 dolarlık bir grup indirimi de alabiliyorsunuz. Ücret en azından Türkiye için çok yüksek ama bu eğitimin çok daha fazlasını kazandıracağına eminim. Hatta bu alandaki eğitimcilerin/ajansların bu eğitimi alarak kendilerine büyük değer katacaklarını da söyleyebilirim ki aklıma leanmarketing.co, growthers.co geliyor. Bu iki ajasın ücretsiz eğitimlerine de mutlaka göz atın derim.

(Yakında bu tür faydalı eğitimlerin tamamını da sizlerle paylaşmaya çalışağım. GirişimlerNet’teki mevcur içerikler için -> ücretli eğitimler, ücretsiz eğitimler. Eğer ücretli veya ücretsiz eğitiminiz varsa İçerik Öner kısmından önerebilirsiniz.

Kimler İçin Uygun / Değil?

Programa baktığınızda gerçekten yoğun bir büyüme odaklı eğitim alacağınızı görüyorsunuz. Dolayısıyla bu program giriş seviyesindekiler için uygun değil. Neyin ne olduğunu bilmeniz gerekiyor ve bunun için 3+ yıllık ürün yönetim tecrübeniz olması bekleniyor.

Ürün veya büyüme ile ilgili bir pozisyonda çalışmanız bekleniyor. Dolayısıyla kariyer değiştirmeyi düşünenler için uygun bir eğitim programı da değil.

Ürün-pazar uyumunu henüz yakalamamış kişilere de kapı teorik olarak kapalı. Ayrıca kurumsal/donanım pazarında çalışanlara da tavsiye edilmiyor.

Bu Girişim/Program Tutar mı?

Bu program dünyaya açık olmakla birlikte direkt ABD pazarından çıkmış olması oldukça kritik. Zira rekabetin çok sert geçtiği bir pazardan bahsediyoruz. ‘İşin merkezine gidin’ dediğimiz merkezlerin merkezi. Dolayısıyla isimler de üst düzey ve eğitime değer verilen ABD pazarında oldukça başarılı olacaktır. Bu kurstan alınacak eğitimle kazanılacak yeni müşterilerin sayısının eğitimin parasını çok kısa sürede amorti edeceğini düşünüyorum. Programın dünyaya açık olması da ayrı bir güzellik.

Diğer yandan Reforge gibi girişimlerin Türkiye pazarında da olması en büyük temennilerimden biri. Hatta hızlandırma programlarının bu yönde evrilmesini ümit ediyorum. Zira Türkiye’de yeni girişimci (adayı) çeken bir sürü program var ama çoğu girişimin sonu malum.. Artık daha fazla büyümeye odaklanan hızlandırma programları görmemiz gerektiği kanaatindeyim. Ülkemizdeki girişim hızlandırma merkezlerinin bu eğitime en az birer kişi kayıt ettirmiş olmasını çok isterdim. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.

Optimus Ride: MIT’li Türk Akademisyenin Sürücüsüz Araç Girişimi

0

Optimus Ride, MIT’den çıkan sürücüsüz araç teknolojileri geliştiren bir teknoloji girişimi. Girişimin 5 kurucu ortağı* var ve bu isimler arasında bir de Türk bulunuyor, Doç. Dr. Sertac Karaman.

Boston merkezli girişim son kullanıcılara dönük bir araç çıkarmak yerine özel/ticarri parklar, limanlar, havaalanları, üniversite kampüsleri vb. alanlar için sürücüsüz araçlar geliştirmeye odaklanıyor. Dolayısıyla bir servis (shuttle) modelindeki daha kısa süreli ve sınırlı bir rotası olan seyahatler için araçlar üretiyor.

Ben Optimus Ride’ı yeni tanıdım ama yukarda paylaştığım gibi 2015 yılında kuruldu ve araçları hali hazırda hizmet verebiliyor. NewYork’taki Brooklyn Tersanesi’nde görev yapmaya başlayan 6 adet Optimus Ride aracı bunun son örneği.

MIT çıkışlıı Optimus Ride ekibinin bu alandaki araştırma tecrübesi 30 yılın üzerinde. Yani sürücüsüz araç teknolojileri, elektrikli araçlar ve talebe dönük taşıma sistemleri konusunda son derece deneyimli bir ekipten bahsediyoruz. Bu alanda yetenek tecrübeli yetenek bulmak kolay değil ve Optimus Ride ekibi çok sayıda mühendis ilanıyla bu açığı kapatmak istiyor.

Girişimin insan kaynakları (yetenek satınalması) biriminin başında da Amazon’dan ayrılan kıdemli bir yönetici getirilmiş. 2015’te kurulan girişimin LinkedIn’e göre 120’den fazla çalışanı bulunuyor.

Yatırım Aldı mı?

Optimus Ride şimdiye dek 23,3 milyon dolarlık yatırım aldı. Bu yatırımın önemli bir kısmı hiç şüphesiz çalışan maaşlarına gidiyor/gidecek. Yedi yatırımcının katıldığı son yatırım turuna liderlik eden şirket ise Greycroft.

*Optimus Ride’ın kurucu ortakları: Albert Huang, Jenny Larios Berlin, Ramiro Almeida, Ryan Chin, Sertaç Karaman